Seyr-i Sülûk

On 26 Şubat 2018

Seyir Defteri | Bölüm 307 | 13 Nisan 2014 | 41′ 53”

Türkiye’de, (Türkçe’nin kendisinin yetersiz olmasından değil) Türkçe’nin yetersiz hale getirilmesinden dolayı çok ciddi bir kavram kargaşası yaşanıyor. Programın adı olan “seyir” izlemek, seyretmek olarak algılanıyor. Ancak seyretmek, zamanın içinde bir yere gitmek demektir, zaman ve mekan beraber olan bir şeydir. Seyr, zaman içinde yer değiştirmenin adıdır.

Tasavvuf’daki ilerleme ve yükselme yolculuğunun adı da seyri sülûktur. Sülûk meslek edinme demektir. Yükselme bazen derinleşme ile olur. Çukur ile derin farklıdır.

Seyr-i Sülûk meslek edindiğin yani hayatının her safhasına intibak ettirdiğin tasavvuf ekolunun prensipleri ile seyretmek, yürümektir. (01:30)

Para kazanma işini 7/24 yapmazsın, istirahatın var, kendine ayırdığın vaktin var. Dervişlik mesleği 7/24’tür, dervişlik yatağa yatarken de, kalkarken de, tuvalete girerken de çıkarken de, hamama girerken de, çıkarken de “Allahlı” yaşamaktır. Bunun pek çok yolu vardır, bu yolları belli meşreplere uygun olacak şekilde reorganize etmiş olan zevât-ı kirâm vardır. Bu kişilere pîr denir, yani yol başı.

Dervişliğin hal haline gelmesi için önce talimlerin yapılması lazımdır. Bu talimi yapmakla mükelleftir ama Allah o hali ihsan eder veya etmez… (05:30)

Bana göre Efendimizin en büyük mucizesi Miraç’tan döndükten sonra günlük hayatına dönmesidir. Bu başka bir büyüklüktür.

Bazen insanlar yükseldiklerinde kendileri yükseldi zannederler. Senin gayretinin karşılığını Allah vermeye mecbur mu? Hak etmek insanların aralarında olur. Yükselmek bir ihsandır.

Şu da vardır ki, Allah bazen bir kulunu çok yükseltir, düştüğü zaman parça parça olsun diye…

Onun için Rabbü’l Âlemin çok verip azdırmasın, az verip aratmasın… Kanaat ihsan ediversin. Bu her husustadır, sadece parada değil… (09:30)

Allah her mahlukuna hırs vermiş. Hırs senin marş motorun gibidir. Sana ivme kazandırır. Sonrasında ana motor çalışmalıdır. Yaradılış hikmetine ters olarak hırsı ana motor gibi kullanırsak motor yanar. Allah herşeyi yerinde kullanmamız için yaratmıştır. Hedefimiz de yolumuz da Muhammedî olmalıdır. Doğrunun adı Muhammedîliktir.

Tabi, bu yolda giderken ve hedefi tespit ederken hasbel beşeriye noksanımız, kusurumuz ve küsurumuz yani yanlış artılarımız ve eksilerimiz olacaktır. Cemaziyülahır ayındayız, yani ecdadımızın küçük tövbe dediği ay… Cemaziyülevvel de büyük tövbe ayıdır. Bu tövbe aylarının hikmeti Allah’ın ayı olan Receb-i Şerif’te Rabbü’l Âleminin feyizlerinden daha iyi istifade edebilmek için gönül aynamızı tövbe suyu ile yıkamaktır. Ayna ne kadar parlak olursa ışığı kadar iyi aksettirir.  (14:40)

Efendimiz “Her hususun orta kararı hayırlıdır” buyurmuştur. Mesela tipik misal olarak Abdullah bin Amr bin As’ı gösterebiliriz. Hafızdır, çocuk yaşından itibaren her nazil olan ayeti ezberliyor. O kadar çok nafile ile meşgul ki, Resûlullah’a şikayet edilmiştir. O zaman kadar nazil olmuş ayetleri 3 günde hatim ediyor, Efendimiz buyuruyor ki, bir haftadan daha kısa zamanda hatim yapmayacaksın. Bu bizim için de geçerlidir, en hızlı hatim 1 hafta sürmelidir. (20:40)

Kaza namazı vardır, Ebu Hanife hazretlerinin Fıkhı Ekber’inde bu çok açık belirtilmiştir. “Farzın kazası farz, vacibin kazası vaciptir.” (24:00)

Efendimiz Hazretlerinin bize gösterdikleri, Kur’an-ı Kerîm emri ile bizim almamız gerekenlerdir. Göstermedikleri, lisanen ve fiilen yasakladıkları da kaçınmamız gerekenlerdir. Efendimiz Hazretleri bütün insanların kurtuluş yoludur. Kafirler, dünya hayatları için Efendimizin sözlerini örnek alırlarsa, onların da dünyası mamur olur. İman ederlerse ahiretleri de mamur olur. (25:45)

Muhasebemizi bugün kaç tane günah yaptım, kaç tane sevap işledim, kimin hakkını yediysem ödeyeyim ile sınırlı tutmayalım. Ben manevi olarak biraz ilerleyebildim mi? Efendimiz demiyor mu, iki günü bir olan zarardadır diye. Maddi, manevi, ilmi, uhrevi, dünyevi, fiili, her hususta dünden ileri olacağız. Bunun için çalışmamız gerekir.

Biz kendimizi tasfiye ve tezkiye edip başka insanlardan zarar görmemek için bir tarafa kaçamayız. Biz keşiş değildiz. Münzevi veli yoktur. Hangi peygamber yapmış bunu? Yapmaya çalışan Yunus Aleyhisselâma, Allahu zü’l Celâl razı olmadığını beyan buyurmuştur. (28:30)

Fesadın kalkması için bazen fedailer olur. Bunun tipik örneği Hallac-ı Mansur Hazretleridir. Sözünü anlamayanlar fesat çıkartacağı için başını feda etti. Hoş hala anlamayanlar vardır o sözü, ayrı mesele… Burada Hz. Mevlâna’nın şu sözünü de hatırlamadan geçemeyeceğim: “Mansur enel Hak dedi astılar, benim ne dediğimi bilseydi Mansur beni asardı.”

Bunlar herkesin anlayacağı ve hazmedeği sözler değildir. O zaman haddimizi bileceğiz. (35:00)

Allahu zü’l Celâl bu mübarek ayda Resûlullah Efendimiz gibi hem çok tövbe etmeye muvaffak kılsın, hem de tövbelerimizi kabul duyurduktan sonra da Rahimiyyeti ile tecelli etsin. Çünkü Allah tövbe edenleri sever.

Sevmek halen müslüman cemiyetimizde tam olarak anlaşılamadı. Sevmek ve sevmemek ayette vardır ve Allah’ta da vardır. Allah bizleri zümre-i müstağfirine dahil buyursun. (36:00)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir